Türkiye olarak çok farklı bir yerde bulunmanın ardında başka özelliklerimiz de var. Yani bir ülkenin kıtalar arasında köprü görmesi olayı daha çok coğrafik ve buna bağlı olarak kültür paylaşımı olarak karşımıza çıkarsa da, aslında toplumsal bakış açısıyla çok daha farklı şeylere ulaşabiliriz. Bundan 10 yıl önce ülkemizde bir türban modası yoktu, onun yerine üniversitelerde türbanlı öğrencilerin neden alınmadığını falan konuşuyorduk, hatırlıyorum 2004 senesinde Isparta’da eğitim görürken türbanlı kızların yaptığı oturma eylemine katılan nadir erkek öğrencilerden biriydim. Bu durum her ne kadar aleyhime işlese de o dönemlerdeki uçarı tavrım bunları pek önemsemedi. Bugün böyle bir eylem olsa, şayet ülkede bir yerde türbanlılar oturma eylemi yapsa, inanın ki katılmazdım. Gerek yok bunu yapacak çok insan var çünkü… Türban eylemleri artık çok daha büyük kesimler tarafından destek görebilir noktada insanlar için normalleşti çünkü, en azılı kemalist kişilik bile aslında bu onun kişisel tercihi olabilir gibi bir bakış açısına sahip. Tabi yine arada marjinal kişiler her zaman var. Bunları önemsemiyorum. Bu şekilde topluma yansıyan normalleşme noktasında insanlar hem fikir olabilir, ama moda sektörü böyle mi acaba? Şu an aşırı radikallerin eleştiri oklarını yönelttiği bir türbanlı moda sektörü var. Yani türbanın asıl anlamı kapanmayı farklı bir şekilde algılayıp, kapalı gibi olup aslında açık olmak şekline sokan modacılar her yere bulaşmış durumda. Yani özellikle Anadolu’da yer alan Necmettin Erbakan, Süleyman Demirel, Aksaray, Niğde üniversitelerinde yırtık kotlar giyen, kısa kollu bodyler türbanı kombinleyen insanlar görebilirsiniz. Bu her ne kadar orada bulunan kişiler tarafından yadırgansa da bu sadece iç dünyada kalıyor. Yani kimse size bunun neden giydin diye hakaret edemiyor ancak gözleriyle size bakıp bir anlamda taciz ederler o kadar… Bunun ilk aşamasını eğitim gördüğüm sürede Fatih Üniversite’sinde görmüştüm, hatta bir ara evimin yer aldığı bölgede 29 Mayıs Üniversite’sinde ve Fatih Üniversitesi’nin anadoludaki şubesi olan Süleyman Şah Üniversitesi’nde de gördüğüm oldu. Oradaki türbanlı bayanlar sözde modernlik adı altında düğünde bile aşırı kaçacak kıyafetlerle sabah 6’da derse geliyorlardı. Bunlara insanların kişisel tercihleri diye bakmak çok abes… Moda sektörel olarak ne kadar para kazanmak istese de, insanları farklı alanlara yönlendirme çalışmasını yapıyor. Yani bir anlamda medya türban olgusunu ciddi anlamda parçalıyor. Yani daracak bir tshirt giydirilen ama başına bir şal dolanan kızın islami üsüle ne kadar yakın olduğundan bahsedilebilir, ama şuna da hak veriyorum yani insanlara bunu da yapmayın deseler inanın hiç kapanmazlar hiç islami usule girmezler… İşte benim takıldığım nokta bu… Yani siz moda olsun ve modayı desteklediğiniz alanlarla olsun bir dönem Türkiye’yi kavuran bir olguyu parçalıyorsunuz… Bundan para da kazanıyorsunuz… İnsanlar istemese de sizi kullanıyor… Çünkü onların egolarına hitap ediyorsunuz, güzel olmak, bakımlı olmak, çekici olmak gibi terimlerle onlara bunu olduruyorsunuz. Burası şaşırtıcı, ilk kez İzmir’de yaşadığım 3 olayı dile getirmeliyim sanırım… İlk kez çarşaflı evet yanlış duymadınız kara çarşaflı insanların modaya ayak uydurmaya çalıştığı bir ili görüyorum, bu olay İstanbul’da karşıma çıkmadı, Antalya’da çıkmadı… Sadece İzmir’de çıktı hem de 3 haftada 3 kez… Bir çarşaflı kadın neden topuklu ayakkabılarıyla insanların arasından takır takır yürüyüp Superman izlemeye gider? Ve ya neden çarşaflı bir kadın ağzını kapattığı peçenin bir kenarından neden sigara içer? Ve ya çarşaflı bir kadın “erotik roman“ olarak kabul edilen kitapları önce inceler çekinmeden d&r’da bunları satın alır? Henüz giyim mağazalarının vitrininde çarşaf modelleri göremiyoruz, şimdilik tek düzelir tek ortak yanları çuval gibi olup siyah olmaları… İnanıyorum bu konuya da el atmaya başlarlar, farklı renklerde, işlemelerde, üstünde ikonlar olan belki de resimler basılı çarşafları göreceğiz hem de markaları olacak vakko gibi şu gibi bu gibi… Sanırım bu şekilde türbanlı modanın bir adım sonrasına çarşaflı modaya geçeceğiz, hayırlı olsun!