Elif Şafak'ın yeni romanı Havva'nın 3 Kızı'nda bu sefer 3 kişiyi araftaki ortanca kız ile eşeliyoruz. Elif Şafak'ın belki de yaptığı en güzel iş bu. Muhtemelen yurt dışında yaşıyor olması da böyle bir birine bağlantılı zıt hayatları anlatmasında önemli bir etken. Kitapta çeşitli karakterler var ama belki de en önemlisi Elif Şafak'ı yansıtan Azur, Azur bir hoca, felsefeci ve kendini Tanrılaştıran bir karakter. Yani hayatlar kuran oyunlar inşa eden insanlara ne yapması gerektiğini bilgece söyleyen bir hoca. Bu Elf Şafak'ın hayalindeki kendisi... İnsanın böyle karakter inşa etmesi belirli bir aşamadan sonra oluyor, kalkıp bunu eleştirecek değilim ama... Tanrı kompleksi insanı daha özel hissettirmekten başka kendisine zararlar da verebilir. Mesela buradaki Azur karakterinin eşi ve daha sonra çıkan üvey kız kardeşi olayları tamamen olaylar içerisinde Azur'un bilgeliğinin altını çizmek için var. Elif Şafak'ın kendi hayatını da biraz incelerseniz vs. Ciddi anlamda bir paralel nokta bulabilirsiniz, burada Elif Şafak'ı onla bunla yattı v.s gibi söylemlerde bulunmuyorum. Uzun süredir Elif Şafak okuyan birisi iseniz Baba ve Piç kitabından sonraki yankıları daha iyi hissedebileceksiniz. Bazı otoriteler (tabi onların kim olduğu meçhul) kitabı en başarısız Elif Şafak kitabı olarak görmüşler. Bence bu en başarısız değildi ama en süperi de değildi. Çünkü öyle bir sonla kitap biterse okuyucu karanlıkta kalır ya öldür Peri'yi yani buna bir sinyal ver ya da kurtar... Yıllar sonrasına da gidebilirsin. Azur'a son bir görev verebilirsin. Zor değil bunlar klişe olmazsın merak etme. Elif Şafak'ın en kötü kitabı demişken o fil kitabına gidip bir bakın bence, Saramago'yu falan da inceleyin anlarsınız neden kötü olduğunu... Sonuç olarak eksik bir son ve arafta kadınlar hamamı modunda güzel bir kitaptı... Ama ciddi bir sıkıntı da yok değil nedir bu karakterlerin özgür seks ayağında yaşamaları onu çözemiyorum. Orda ciddi anlamda tökezlemiş roman... Benden söylemesi... Size bir de test yapalım okuduysanız! [mlw_quizmaster quiz=2]