Eski yeşilçam oyuncuları bu konuyu birkaç yerde dile getirmişlerdi. Ben de bulunduğum bir kurumda bununla ilgili bir kitap bulmuş okumuştum. Oradan aklımda kalanlar üzerinden gidiyorum.

Dilara Balcı'nın da bu acı gerçekleri anlattığı bir kitabı var. Yeşilçam’da Öteki Olmak adı bu.

Acı ama çok acı bir gerçek olan o dönem sinemasında, Rum asıllı kadınların hep fahişe karakterine büründürülmesi, erkeklerinin ajan olarak anlatılması. Yahudi karakterlerin kuyumcularda çalışması, Ermeni iseniz bozuk türkçeniz ile pansiyoncu, odacı olmanız gerekiyordu.

Birçok ermeni asıllı sanatçı isimlerini değiştirmek sonlara gelen yanları ortadan kaldırmak zorunda kalıyordu. Olay o kadar ileri gitmişti ki, Ayhan Işık korkudan çekinceden, Işıkyan olan soyadını Işık yapmıştı. Normalde kendisi Ermeni asıllı falan da değil.

O dönem aynı şu bir hafta içinde bulunduğumuz bazı geri zekalı hortlakların hortladığı zamanlara benziyor. Hani türbanlı memura hakaret eden, tramvayda küfür eden o malum insanlara, eski siysetçi bozuntusu türbanlı hakim olmaz diyenlere, hatta LGBT öncülüğünde aileyi bozan bir garabeti savunan belediyelere...

Gerçekten çok dertliyiz bu ara.

Bana ne bir insanın gay olmasından onu yapmasından bunu yapmasından ama, bunu sokakta nasıl duyurabilir, nasıl bağırabilir.

Aklım almıyor. Sonra homofobik olan biz, çok modern olan onlar oluyor.

Allah affetsin. Başımıza gelecekler var.