Arılarla bir dönem haşır neşir olduğumuzdan araştırmalar yapmıştım. Bu yazıda oradan kalanları bir derleyeyim dedim.

Arılar çok farklı varlıklar. Hatta ekosistemde çok önemli oldukları konusunda birçok bilimsel makale var. Yani arılar ortadan kaldırılsa sistemin geri dönüşmez bir şekilde yara alacağının çok yerde yazıldığını çizildiğini gördüm.

Ülkemizde neyseki arıcılık halen devam ediyor. Hatta son yıllardaki destek, eğitim ve teşviklerle konu biraz daha profesyonelleşti. Fakat arı ölümleri ve buna yol açan ziraat ilaç mevzuları hala çözülemedi.

Arılar ufak bir sıkıntıda önlemler alırken kraliçe arının ölümü veya gidişi ile dağılıyorlar.

Bizimde evimizin bahçesine başka kovanda mücadeleyi kaybeden kraliçe arı ve ordusu gelmişti. Onları alıp bir kovana koyup iki yıl baktık. Önce soğuktan sansak da, zirai ilaçlama yüzünden hayatlarını kaybettiler.

Kraliçe arı kovanın yöneticisi konumundayken kendisine bazı işçi arılar tarafından darbe planlanabiliyor. Bu yüzden günde 1500 yumurta bırakan kraliçe arının rakibi olabilecek olan kraliçe arılar doğuyor. İlk çıkan kraliçe arı gidip diğer kraliçe adaylarını öldürüp hükümdarlığını ilan ediyor. Ve diğer arılar da bu süreçte kraliçeyi zor duruma tutarak cephe alıyorlar.

Bu yüzden kovanını terk eden eski kraliçe hayatta kalabilirse yeni bir koloni ile yoluna devam ediyor. Fakat bu mümkün olmazsa hayatını kaybedip. Ortadan kaldırılıyor.

Kovandan ayrılış çok farklı bir süreç önce kendilerine yer arıyorlar. O sırada kraliçenin etrafını sarıyorlar falan. Onları bir yere koyarsanız orayı kovan kabul edebiliyorlar. Biz eski bir çantanın içinde beslemiştik onları... Çok muazzam bir süreç.

Youtube'da bu konuda videolar bulabilirsiniz. Mutlaka izleyin.